“Hangisi daha yapıcıdır? Başarılı bir iş gücünün, hatalarına odaklanarak moral bozmak mı, yoksa başarıları ile bir köprü kurarak ufak tefek engellerini aşmasına yardım etmek mi?” Thomas White
Zaman çok hızlı değişiyor; kullanılan teknolojiler, insan davranış ve ihtiyaçları, iş yapma şekilleri ve elbette “liderlik yöntemleri”…. Pandemi ile liderlik yöntemleri de birçok diğer iş yapış şekli gibi hızlı bir değişime girdi. Örneğin, online toplantılarla iletişim kurmak, iş takibi ve motivasyon da artık liderlerin edinmesi gereken yetkinlikler arasında girdi.
Uzun yıllardır birçok kıymetli liderle çalışma fırsatı bulmuş biri olarak; farklı liderlik tarzlarını hem deneyimleme hem de gözlemleme şansı buldum. Farklı şirketlerde, birçok farklı ekipte, farklı projelerde takım oyuncusu olarak da çalıştım; takımlara liderlik etme şansı da yakaladım. Her konuda olduğu gibi burada, hem geçmişte gözlemlediğim iyi ve kötü örnekler, hem okuduklarımdan öğrendiklerim kendi değerlerime en uygun liderlik özelliklerini benimsememi sağladı; en azında gayret etmeye zorladı beni, hala da zorluyor…
Elbette en büyük lider Atatürk, herkes için olduğu gibi benim için de en muazzam bir liderlik örneği… Adnan Nur Baykal’ın “Yöneticiler için Yeni bir Bakış Açısı: Mustafa Kemal Atatürk’ün Liderlik Sırları” kitabını okumaya başladım… Okuduğum her satırın neredeyse altını çizdiğimi çok sonra fark ettim… Henüz yarısındayım, hayranlığım katlanarak artıyor zekasına, liderlik vasıflarına… En çok etkilendiğim liderlik özelliği ise “tutkuyla ilham olması kocaman bir topluma, hem de bir çok açıdan zor ve kaynakları tükenmiş, umudunu yitirmişken”. Kaç lider, ekibine, özellikle kriz anlarında, soğuk kanlılığı, fikirleri ve tutkusuyla ilham olabiliyor?
Mevlana’nın öğütleri de liderlikte hep pusulam olmaya devam ediyor;
· Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol
· Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
· Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
· Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
· Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
· Hoşgörülülükte deniz gibi ol
· Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
Liderin, yardım istenen her durumda, elinden gelen tüm desteği göstermesi; olası hatalarda hataya karşı hoş görülü olması ve birlikte çözüme odaklanması ve en önemlisi şeffaf olması onu birçok liderden kolayca farklı bir noktaya taşıyacaktır.
Planlar önemlidir; hele de benim gibi birçok şeyi planlamaya çalışan biri için; hem özel hayatında hem de iş hayatında. Gelin görün ki, uygulamaya geçemeyen ve planlarda kalan harika ürünler/projeler, size tecrübe kazandıramaz. O nedenle, elbette planlamaya gayret ederek ancak mükemmel çözümü beklemeden kabul edilebilir bir çıktı için (Minimum viable product=kabul edilebilir özellikte ürün/proje) kolları sıvamaya başlamak ve üretmek çok önemli. Bazı konular, tecrübeyle yolda değişebilir ama önemli olan başlamaktır. Özetle, karar alma süreçlerinde hızlandırıcı olmak da liderin en önemli özelliklerinden biri.
Herkes hata yapabilir; hatta çok çalışan insanların hata yapma ihtimali; statükoyu korumak uğruna kaplumbağa hızında hayatına devam edenlere kıyasla çok daha fazladır. Çalışanlarınız hata yaptığında; onları korkutmak, kaygılandırmak yerine; durumu anlayıp, hatayı birlikte düzeltmeye çalışmak ve çalışanlarınıza destek olmak gerekir. Başarı da hata da tüm ekibin sorumluluğu, ekibin lideri de sizsiniz... Bunu unutmamaya çalışıyorum ben her yeni güne başladığımda….O yüzdendir ki birçok ekip toplantımızda hata yapmaktan korkulmaması gerektiğini; hatanın önce benim olduğunu söylerim…
Şeffaflık en önemli konu benim için… Bildiğimi, yaptığımız işin amacını, faydasını, olası risklerini her zaman paylaşırım ekibimle… Ve hep birlikte, en iyi sonuca ulaşmanın yollarını değerlendirmek için demokratik bir şekilde, her fikrin ön yargılı olunmadan, rahatlıkla yüksek sesle dile getirilebileceği ortamlar yaratırım… Pandemide hayatımızda online toplantılar oluyor şimdilik😊 Ve çoğu zaman, birlikte üretilen fikirlere hayran olurum… Dinlemenin, etkin dinlemenin gücüne inanıyorum… Yaptığını söyleyenler olsa da, etkin dinleyebilen çok az insan tanıdım… Ben de daha iyi dinlemek için hala gayret ediyorum…
Bilgiye ve uzmanlığa saygı duyarım… Her işte uzmanlık için en az 10.000 saat çalışmak üzerine çok güzel bir konuşması var Malcolm Gladwell’in, tavsiye ederim. İşin uzmanını, önerilerini can kulağıyla dinler ve işini yapabilmesi için, önündeki engelleri kaldırmak için var gücümle çalışırım…
İletişim, hiç olmadığı kadar önemli ekibin başarısında…Birçok sorun iletişimsizlikten, karşımızdakini anlamaya çalışmamaktan kaynaklanıyor. Birlikte çalıştığım arkadaşlarım, her zaman, her kanaldan kolayca benimle iletişime geçebilirler; ben de her fırsatta onlarla sağlıklı&kaliteli iletişim kurmanın yolunu ararım… Aileleri de, sağlıkları da, çocukları da önemlidir benim için.. İş ve özel hayat tamamen hiçbir zaman farklı olamaz. Çocuğu rahatsız bir annenin, önceliğinin çocuğu olduğunu bilir; önce çocuğuyla ilgilenmesini söylerim. Bu demek değildir ki, özel zamanlarına istediğim zaman müdahale edebilirim. Aksine, ekibimdeki herkes bilir, kriz anları dışında, mesai saatleri dışında onlara ulaşmam.
Ve insan yetiştirmek… İş hayatındaki en değerli konulardan birisi de “size birinin el vermesidir”. Gerek kariyerinizde yükselmeniz gerekse bir projeyi başarıyla tamamlamanız gerekse bir hatayı en az hasarla çözmeniz için… Yaklaşık 20 yıldır aktif iş hayatında olan, üreten biri olarak, el vermek hep önceliğim oldu. Bazen bir kitap hediye ettim; bazen bir kahve sohbetinde İngilizce öğrenmelerini tavsiye ettim, bazen çok önemli bir çalışmayı, çalışmayı bizzat yapan arkadaşımı, çalışmasını üst yönetime paylaşması için cesaretlendirdim…Sahnede olmaları için ortamlar yarattım; yaratmaya da devam edeceğim… Ne ektiysem, bir bahçıvan gibi biçtim, biçmeye devam ediyorum… Yollarımın farklı şekillerde kesiştiği arkadaşlarımla ilişkilerim daha da güçlenerek devam etti…
Mottom hep “önce insan” oldu ve karşınızdakinin insan olduğunu, duyguları, yetkinlikleri, zorlukları, tecrübeleri olduğunu unutmadığınız sürece; ortalamanın üzerinde bir lider olmanız ve ekibinizi etkilemeniz mümkün… Zaten lider, karşısındaki insanları etkileyerek, başkaları aracılığıyla kuruma, topluma fayda sağlayan çıktılar ulaşan kişinin ta kendisidir…
Yakın zamanda Koçluk Eğitimi almaya başladım ve ilk modülü tamamladım. “Koçluk, insanların kendi performanslarını azamiye çıkarmaları için potansiyellerini serbest bırakmaktır. Onlara öğretmek yerine öğrenmelerine yardım etmektir.”- Sir John Whitmore. Kısaca, bir kişiye, daha çok iş hayatında ihtiyaç duyduğu bir konuda “yoldaşlık etmek” olarak özetleyebiliriz. Müthiş bir farkındalık yarattı benim için, özellikle “anda kalmanın” ve “derin dinlemenin” gücünü öğrendim. Birçok yaklaşımın aksine amaç “kişinin kendi içindeki gücü keşfetmesine” doğru sorularla, hiç yönlendirme yapmadan imkan sağlamak. Bu sayede kişi kendi bulduğu çözümü, tavsiye edilene göre çok daha hızlı kabulleniyor ve uyguluyor. Şimdi çok daha etkin ve çok daha anda kalarak dinlemeye özellikle dikkat ediyorum ve sorularım ise çok daha güçlü ve karşımdakini düşünmeye sevk ediyor. Koçluk benim için liderlikte bambaşka bir yol açtı. Eminim bu yol, birlikte çalıştığım arkadaşlarıma daha fazla destek olmam için bana hep ışık olacak.
‘‘Bir yol varsa hakikate varan,
Bir yolcu lazım kendini arayan.
Bir hancı varsa yolcuları ağırlayan,
Bir aşk lazım yola koyduran.’’
Rumi
Hayatımda ilham aldığım birçok lider oldu… Hepsine ayrı ayrı tüm kalbimle teşekkür ederim.. Tüm ekip arkadaşlarımdan çok şey öğrendim; öğreniyorum… Hatalarım oldu; hepsinden ders çıkarmaya gayret ediyorum; muhtemelen yenileri de olacak. Aynı hatayı tekrarlamadığın sürece sorun yok diyorum hep kendime😊
Size ilham veren, hayatınıza anlam katan liderle karşılaşmanız dileğiyle…
Comments