top of page

Hangi Dönemin Liderisiniz?

Zaman çok hızlı değişiyor; kullanılan teknolojiler, nesillerin davranışları ve ihtiyaçları, iş yapma süreçleri ve dünya o kadar hızlı değişiyor ki “liderlik yöntemleri” de hızla değişiyor, dönüşüyor….

Uzun yıllardır birçok liderle çalışma fırsatı bulmuş biri olarak; birçok farklı liderlik tarzını gözlemleme şansı buldum. Farklı şirketlerde, birçok farklı ekipte, farklı projelerde takım oyuncusu olarak da çalıştım; takımlara liderlik etme şansı da yakaladım. Her konuda olduğu gibi burada, hem geçmişte gözlemlediğim iyi ve kötü örnekler, hem okuduklarımdan öğrendiklerim kendi değerlerime en uygun liderlik özelliklerimi oluşturmamı sağladı; en azında gayret etmeye zorladı beni, hala da zorluyor…

Elbette en büyük lider Atatürk, herkes için olduğu gibi benim için de en muazzam örnek… Adnan Nur Baykal’ın “Yöneticiler için Yeni bir Bakış Açısı: Mustafa Kemal Atatürk’ün Liderlik Sırları” kitabını okumaya başladım… Okuduğum her satırın neredeyse altını çizdiğimi çok sonra fark ettim… Henüz yarısındayım, hayranlığım katlanarak artıyor zekasına, liderlik vasıflarına…..

Birçok eski nesil yöneticinin savunduğunun aksine ben de hep “olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” felsefesine canı gönülden inanıyorum. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek gerekiyor. Bazen birilerinin “kral çıplak” diyebilmesi ve bunu yüksek sesle dile getirmesi gerekir ki bazı şeyler kökünden değişsin..

Planlar önemlidir; hele de benim gibi birçok şeyi planlamaya çalışan biri için; hem özel hayatında hem de iş hayatında. Gelin görün ki, uygulamaya geçemeyen ve planlarda kalanlar size tecrübe kazandıramaz. O nedenle, elbette planlamaya gayret ederek ancak mükemmel planı beklemeden kabul edilebilir bir çıktı için kolları sıvamaya başlamak ve üretmek çok önemli. Bazı konular, tecrübeyle yolda değişebilir ama önemli olan başlamaktır.

Herkes hata yapabilir; hatta çok çalışan insanların hata yapma ihtimali; statükoyu korumak uğruna kaplumbağa hızında hayatına devam edenlere kıyasla çok daha fazladır. Çalışanlarınız hata yaptığında; onları korkutmak, kaygılandırmak yerine; durumu anlayıp, hatayı birlikte düzeltmeye çalışmak ve çalışanlarınıza destek olmak gerekir. Başarı da hata da tüm ekibin sorumluluğu, ekibin lideri de sizsiniz... Bunu unutmamaya çalışıyorum ben her yeni güne başladığımda….O yüzdendir ki birçok ekip toplantımızda hata yapmaktan korkulmaması gerektiğini; hatanın önce benim olduğunu söylerim…

Şeffaflık en önemli konu benim için… Bildiğimi, yaptığımız işin amacını, faydasını, olası risklerini her zaman paylaşırım ekibimle… Ve hep birlikte, en iyi sonuca ulaşmanın yollarını değerlendirmek için demokratik bir şekilde, her fikrin ön yargılı olunmadan, rahatlıkla yüksek sesle dile getirilebileceği ortamlar yaratırım… Korona'da hayatımızda online toplantılar oluyor şimdilik😊 Ve çoğu zaman, birlikte üretilen fikirlere hayran olurum… Dinlemenin, etkin dinlemenin gücüne inanıyorum… Yaptığını söyleyenler olsa da, etkin dinleyebilen çok az insan tanıdım… Ben de daha iyi dinlemek için hala gayret ediyorum…

Bilgiye ve uzmanlığa saygı duyarım… Her işte uzmanlık için en az 10.000 saat çalışmak üzerine çok güzel bir konuşması var Malcolm Gladwell’in, tavsiye ederim. İşin uzmanını, önerilerini can kulağıyla dinler ve işini yapabilmesi için, önündeki engelleri kaldırmak için var gücümle çalışırım…

İletişim, hiç olmadığı kadar önemli ekibin başarısında…Birçok sorun iletişimsizlikten, karşımızdakini anlamaya çalışmamaktan kaynaklanıyor. Birlikte çalıştığım arkadaşlarım, her zaman, her kanaldan kolayca benimle iletişime geçebilirler; ben de her fırsatta onlarla sağlıklı&kaliteli iletişim kurmanın yolunu ararım… Aileleri de, sağlıkları da, çocukları da önemlidir benim için.. İş ve özel hayat tamamen hiçbir zaman farklı olamaz. Çocuğu rahatsız bir annenin, önceliğinin çocuğu olduğunu bilir; önce çocuğuyla ilgilenmesini söylerim. Bu demek değildir ki, özel zamanlarına istediğim zaman müdahale edebilirim. Aksine, ekibimdeki herkes bilir, kriz anları dışında, mesai saatleri dışında onlara ulaşmam.

Çok yeni öğrendiğim koçluk kavramı sayesinde ise, birlikte çalıştığım arkadaşlarıma doğru sorular sorarak; cevapları kendilerinin bulmasına ve işlerini sorgulayarak kendi yöntemleriyle yapmalarına imkan sağlarım…

 Ve insan yetiştirmek… İş hayatındaki en değerli konulardan birisi de “size birinin el vermesidir”. Gerek kariyerinizde yükselmeniz gerekse bir projeyi başarıyla tamamlamanız gerekse bir hatayı en az hasarla çözmeniz için… 18 yıldır aktif iş hayatında olan, üreten biri olarak, el vermek hep önceliğim oldu. Bazen bir kitap hediye ettim; bazen bir kahve sohbetinde İngilizce öğrenmelerini tavsiye ettim, bazen çok önemli bir çalışmayı, çalışmayı bizzat yapan arkadaşımı, çalışmasını üst yönetime paylaşması için cesaretlendirdim…Sahnede olmaları için ortamlar yarattım; yaratmaya da devam edeceğim… Ne ektiysem, bir bahçıvan gibi biçtim, biçmeye devam ediyorum… Yollarımın farklı şekillerde kesiştiği arkadaşlarımla ilişkilerim daha da güçlenerek devam etti…

Mottom hep “önce insan” oldu ve karşınızdakinin insan olduğunu, duyguları, yetkinlikleri, zorlukları, tecrübeleri olduğunu unutmadığınız sürece; ortalamanın üzerinde bir lider olmanız ve ekibinizi etkilemeniz mümkün… Zaten lider, karşısındaki insanları etkileyerek, başkaları aracılığıyla kuruma, topluma fayda sağlayan çıktılar ulaşan kişinin ta kendisidir

Hayatımda ilham aldığım birçok lider oldu… Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.. Tüm ekip arkadaşlarımdan çok şey öğrendim; öğreniyorum… Hatalarım oldu; hepsinden ders çıkarmaya gayret ediyorum; muhtemelen yenileri de olacak. Aynı hatayı tekrarlamadığın sürece sorun yok diyorum hep kendime😊

Size ilham olan, hayatınıza anlam katan liderle daha çok karşılaşmanız dileğiyle…

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page