top of page

Bu da Gelir, Bu da Geçer… Ne de Olsa Kışın Sonu Bahardır!

Henüz aşı bulunmadı, her geçen gün artan hasta sayısı ile karşı karşıyayız. Dünyada en çok hasta sayısı açıklayan 3. ülke olma rekoru elimizde☹ Her gün en yakınlarımdan yeni hastalanan eş, dost haberleri alıyorum ve ailecek üçünü kez hasta birileriyle temas durumu yaşadık maalesef ve her seferinde aynı endişeleri tüm benliğimle hissettim, ya hastalanırsak? Ya piyango bize vurursa ve hafif atlatan %80 içinde olamazsak? Ya nefes almakta zorlanan gruba dahilsek? Aklımdaki deli düşünceler ve teorilerle hep kaygı ve endişe ile yaşıyorum herkes gibi…

Ancak yine de güzel şeyler oluyor…Türkiye kadın jimnastik takımı, Avrupa’da şampiyon oldu! Hem de Türkiye tarihinde bir ilke imza atarak… Gösterilerini, ekipteki uyumu, hareketlerin zarifliğini gözlerim dolarak ama en çok “aferin sizlere” diyerek izledim… Bu kadar olumsuz bir dönemde, imkansızı başarmış ve herkese moral olmuşlardı… Sonra düşünmeye başladım… Çevremizde olan biteni her zaman değiştirme şansımız yok ama olaylara bakış açımızı değiştirmek bizim elimizde…

Ben de bana en iyi gelen şeyi yaptım ve okudum😊 Uzun bir aradan sonra idefix’ten aldığım 10 kitaba gömüldüm, bitki çayım elimde… İlk elime gelen “Korku Sal, Cesur Desinler”in sayfalarını karıştırdım, Yankı Yazgan’ın makalelerini derlediği bir kitap. Evrenden bana mesaj vardı😊 “İşler İyi Değil ama Çok mu Kötü” makalesindeki cümlesi: “Korkunun kaynağına inip iyimser bakmaya çalışmak gibi tavsiyeler pek etkili olmayabilir. Başka neler yapabiliriz? Basitçe öneriler gibi gözüken iyi uyku (mart ayında twitter'da geçirdiğim saatler sonrası uykusuzluğu en iyi deneyimlediğim dönem kıymetini anladım), bedensel egzersiz, üretici bir faaliyette bulunma ve ustası olduğumuz bir işi yapmak beklenmedik yararlar sağlar”.

Bir anda şimşekler çaktı beynimde; işte bu yüzdendi evde geçirdiğim her süre içinde bir şeyler üretme gayretim; bir pasta da olabilir, kütüphaneyi düzenlemek de… Ve işte bu yüzdendi okumak aşkım ve ardından yazdığım yazılarım… Tutkuyla yaptığım (burada ustası olduğuma diye refere edebiliriz) pazarlama alanındaki işime dört elle sarılmam… Yeni ekibimle, yeni şirketimde, yepyeni hayallerin peşindeyiz…Her gün yepyeni projeler konuşuyoruz heyecanla…

Yeni hayallerim kapıda, sevgili Kemal Başaranoğlu ile tohumları attık ve hafif de olsa çimlenmeye başladı…Biraz daha emek ve odaklanmayla, 2021’de çok daha olgunlaşacak… 6.5 yaşındaki oğlum Can ise son 2 aydır piyano sevgisi sayesinde, sevgili öğretmeni ile notalara bakarak harika parçalar çalmaya ve seferinde bununla gurur duymaya başladı… Hayatında bir süredir tekvando ve jimnastik yok ama iyi ki müzik girmiş… O da yeni hayatına uyum sağladı ve neden jimnastiğe gidemiyorum değil “şimdi de müzik zamanı “ diyor… Hayatta her şeyin zamanı olduğuna inananlardanım…

Her şey vaktini bekler

Ne gül vaktinden önce açar,

Ne güneş vaktinden erken doğar.

Bekle senin sana gelecektir.. - Hz. Mevlana

Şimdi tüm dünya insanları için salgın zamanı ama her kötü ve zorlu dönemden sonra olduğu gibi, “bu da gelip, geçecek” ve bahar çok yakın… Sağlığımıza dikkat edip; ustası olduğumuz işlere dört elle sarılmak bize iyi gelecek; çevremize de… Üretmeye, yeni şeyler denemeye devam… Dünya ancak böyle daha güzel bir yer olacak…

 

 

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page